
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Habertürk Televizyonunda katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmede bulundu. Kalın, işgalci İsrail Dışişleri Bakanlığı´nın ´Osmanlı imparatorluğu günleri geride kaldı´ sözüne tepki gösterdi.
Mescid-i Aksa ekseninde yaşanan gerilimle ilgili bir soru üzerine Kalın, Türkiye´nin yaşanan süreçte hemen diplomatik girişimlerde bulunduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın da İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin ile telefon görüşmesi yaptığını anımsattı.
Kalın, Erdoğan´ın, Rivlin´e çok açık bir şekilde, "Bir kere bu yaptığınız doğru değil. Şu veya bu gerekçeyle Mescid-i Aksa´nın bütün girişlerinin kapatılması kabul edilemez." ifadelerini kullandığını aktardı.
Rivlin´in de bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan´a, "Burada terör olayı oldu, güvenlik tedbirleri almamız gerekli" şeklinde birtakım izahlarda bulunduğunu aktaran Kalın, "Ertesi gün beş kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı. Tam da korktuğumuz şey oldu. Onun üzerine Cumhurbaşkanımızın İslam dünyasına dönük açıklamaları oldu." dedi.
Kalın, metal dedektörlerin kaldırıldığı haberinin geldiğini anımsatarak, "Bu olumlu, doğru yönde atılmış bir adım. Açıkçası burada bizim temel endişemiz şu, Mescid-i Aksa´nın mevcut statüsünün değiştirilmesine yönelik bir plan uygulanıyor." diye konuştu.
Mevcut statünün kağıt üzerinde korunup fiilen değiştirmeye kalkılması halinde ortaya yine gerilimin çıkacağını vurgulayan Kalın, şunları söyledi:
"Zamansal ve mekansal olarak Mescid-i Aksa´nın bölünmesi´ demek bazı Yahudilerin iddiasına göre, burası aynı zamanda ´dağ tapınağı´ diye bilinen bir yer. ´Bu bölgenin bir kısmının Yahudilere açılması gerektiği´ şekilde birtakım iddialar hep gündeme geldi. Netanyahu hükümeti de biraz bunlara boyun eğerek, bunun yolunu yapmaya çalışıyor."
"Tarihimize dil uzatmaya kalkanlar, biraz tarih okusun"
Kalın, Hz. Ömer Camii´nin bulunduğu kısımdaki kapının tekrar kapatıldığı haberinin geldiğini belirterek, "Bizim başkonsolosluğumuz da şu anda orayı çok yakın takip ediyor. İsrail´deki büyükelçimiz de Tel Aviv´de resmi makamlar nezdinde girişimler yapıyor. Bunun mutlaka sonlandırılması lazım. Eğer gerilim istenmiyorsa orada Mescid-i Aksa´nın mevcut statüsünün korunması lazım." dedi.
Kalın, açıklamalarına şöyle devam etti:
"İki gün önce İsrail Dışişleri Bakanlığının Twitter hesabından birtakım tweetler atıldı, sonra silindi, ´imparatorluk günleri geride kaldı´ gibi direk Cumhurbaşkanımızı hedef alan birtakım açıklamalar yapıldı. Şimdi bu tiviti yazana ve silene şunları hatırlatmak lazım. Bakın biz o tarihimizle gurur duyuyoruz. O tarihte hem Osmanlı döneminden önce hem de Emeviler, Abbasiler döneminde orada bütün dinler tam bir özgürlük içerisinde dini ibadetlerini yerine getirdiler... Bizim tarihimize dil uzatmaya kalkanlar, biraz tarih okusunlar öncelikle.
Bugün hala Mescid-i Aksa ve civarında sokaklar, hangi bina hangi toplum ait, bunlar hala Osmanlı tapuları tarihi vesikalarına dayalı olarak yürütülüyor. Burada bir gerginlik politikası varsa birileri bununla ilgili gerekli cevabı alır. ´Ama gerginlik olmasın, orada bir sükunet hakim olsun´ deniyorsa, İsrail´in mutlaka mevcut statüyü koruyacak adımlar atması, bunu bozacak adımlardan sarfınazar etmesi gerekir. Bizim beklentimiz de bu."
"Bizden anlayış beklemeleri gerçekçi bir şey değil"
Mescid-i Aksa girişinde metal dedektörlerin kadırılmasına kararı verildiği ama yeni önlemlerin de alınabileceği söylentilerinin hatırlatılarak, "Genel itibarıyla ne olacak, bu durum Türkiye-İsrail ilişkilerini nasıl etkiler?" sorusuna Kalın, şu yanıtı verdi:
"Bunların hepsi gerginliğe yol açar. Sadece Türkiye-İsrail ilişkilerinde değil, İsrail´in bütün bölge ülkeleriyle bu gerilimler devam edecek. İsrailli yetkililerin bir kere bunu görmesi lazım. Orada hiçbir şey olmamış gibi ve bizden anlayış beklemeleri gerçekçi bir şey değil. Gerçeği görmemiz lazım. Filistin mücadelesi sadece bir toprak, din, etnik, millet meselesi değil, bir hak, hukuk ve adalet meselesidir. Burada Filistin halkı, Mescid-i Aksa, Kudüs yalnız değildir. Bu politikalar devam ettikçe İsrail, karşısında İslam dünyasının tamamını görür."
Sükunetin hakim olması temennisinde bulunan Kalın, "Umarım orada Filistinliler, Araplar, Müslümanlar cuma günü emin bir şekilde, sükunet içerisinde cuma namazlarını ifa ederler. Aksi halde geçen hafta yaşanan hadiseler tekrar ederse bu olay daha da büyür." değerlendirmesinde bulundu.