
Mescid-i Aksa’yı Esir Edenler!
1967 yılından bu yana Kudüs’ü işgal altında tutan Siyonist
İsrail’in nüfusuyalnızca 8 milyon. İsrail’in etrafından 300 milyonluk bir
Arap nüfusu var. AncakAraplar’ın ne Kudüs davasına sarılan liderleri ne güçlü
devletleri ne de İsrail’ecephe alabilecek bir şuurları var. Kudüs için hareket eden
tek Arap ülkesi Katar, oda diğerlerinin hedefinde.
1917’de
Osmanlı Devleti’den koparılan Kudüs, 1967 yılında ABD, İngiltere ve diğer
Batılı devletlerin desteğiyle İsrail tarafından işgal edildi. İsrail, o günden
bu yana Birleşmiş Milletler’in kararına rağmen Kudüs’teki işgaline genişlettiği
gibi, yeryüzünün ilk kıblesi, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sas) miraca
yükseldiği Mescid-i Aksa’nın altını oymaya da devam ediyor. Burada kritik soru
şu: “Terör devleti Siyonist İsrail nasıl bu kadar rahat?” Yıl 1187’ydi. Haçlı
ordusu aileleriyle beraber, yatak, döşekte yanlarında olmak üzere Filistin’in
Tebariye gölünün yakınlarına geldi. Haçlıların amacı sadece Hz. Ömer döneminde
fetih edilen Kudüs’ü Müslümanlar’ın elinden almak değil, Kudüs’e tamamen
yerleşmekti. Haçlı ordusu, tarihe “Hıttin savaşı” olarak geçen muharebede
Selahaddin Eyyubi komutasındaki Müslümanlara yenildi. Koskoca Haçlılar,
Müslümanlar’a karşı kazanamazken, İsrail milyonlarca Müslüman’ın arasında nasıl
ayakta kalabilir ve şeytani Arz-ı Mevud hedefine nasıl ulaşabilirdi. İsrail iki
strateji geliştirdi. Bunlardan birincisi Arap ülkelerinin başına kukla liderler
konması. İkincisi ise söz konusu ülkelerde bir birliktelik sağlanamaması, bunun
da içinde o ülkelerde kaos çıkarılması, darbeler gerçekleştirilmesi,
azınlıkların desteklenmesi.
11 EYLÜL İSRAİL’E YARADIMısır ile İsrail arasında 1978’de imzalanan Camp David anlaşması bu stratejinin ilk somut adımı olarak ön plana çıkarken, 11 Eylül 2001’de ikiz kulelere gerçekleştirilen saldırı İsrail’in güvenliği için de bir dönüm noktası oldu. ABD, 11 Eylül saldırısından günler sonra El-Kaide terör örgütü lideri Usame bin Ladin’i yakalama bahanesiyle 7 Ekim 2001’de Afganistan’a girdi, ABD terör bahanesiyle Afganistan’ı işgal ettiği gibi, binlerce Müslümanı öldürdü, kadınlara tecavüz etti, ülkenin tüm kaynaklarını yağmaladı. Afganistan’a terörü bitirmeye giden ABD, aradan geçen 18 yılda ülkeyi bir terör konfederasyonuna çevirdi. ABD, Afganistan’la yetinmedi. Dönemin ABD Başkanı Bush, ortağı İngiltere Başkanı Blair ile beraber 11 Eylül saldırının arka planındaki isim olarak Irak lideri Saddam Hüseyin’i işaret etti. Ayrıca Saddam’ın elinde kimyasal ve nükleer silahlar olduğu yalanıyla ABD, 20 Mart 2003’de Irak’a girdi. Irak’ın bütün petrol kaynakları yağmalandı, Irak’a “Demokrasi getirmeye” vaadiyle giren ABD, Irak’ı talan ettiği yetmiyormuş gibi, yalnızca ölüm götürdü. 1 milyondan fazla Müslüman, ABD eliyle şehit edildi. ABD’nin bu hamlesi, Mısır, Libya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Ürdün, Lübnan, Tunus gibi Müslüman ülkeleri de yöneten idarecileri de tesir altına almasına yetti. İslam ülkelerinin liderlerinin gündemini “Kudüs’ü müdafaa etmek değil, sıra bize ne zaman gelecek? ABD’ye nasıl yaranırız?” gibi başlıklar belirledi.
BİR GÜN HEPİMİZİ ASABİLİRLER
Nitekim
bu korkuyu, 2008 yılında gerçekleştirilen Arap Birliği Zirvesi’nde dönemin
Libya lideri Muammer Kaddafi şu şekilde dile getirmişti: “Bizim ülkelerimiz
işgal edildi. Filistin alındı, Irak alındı ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin
adaları gibi. İran,Türkiye
ve diğer ülkelerle aramızda sorun olması, biz Arapların çıkarı değil. Irak’ın
işgal ve yok edilmesinin ve 1 milyona yakın insanın öldürülmesinin sebebi
nedir? Amerikalı arkadaşlarımıza şu soruyu cevaplamalarına izin verelim: Niye
Irak? Sebebi nedir? Bin ladin Iraklı mı? Hayır değil. New York’a saldıranlar
Iraklı mı? Hayır değil. Yabancı bir güç gelir, bir Arap ülkesini işgal eder ve
başkanını asar. Ve biz burada, oyun dışında oturup, geçeriz. Neden Saddam
Hüseyin’in asılmasını araştırmıyorsunuz? Bir savaş esiri nasıl asılır? Saddam
Hüseyin’in öldürülmesinin sorgulanması neden yapılmayacak?Tüm
Arap ülkelerinin liderleri asılarak idam edildi. Ama kenarda oturuyoruz neden?
Bir sonraki siz olabilirsiniz. Evet. Amerika, Humeyni’ye karşı Saddam ile
savaştı. Amerika dostuydu. Irak yok edilirken ki Amerikan Savunma Bakanı
Rumsfeld, Saddam’ın yakın arkadaşıydı. Sonuç onu sattılar ve astılar. Amerika
ile dostsunuz. Diyelim ki ‘Biz’, siz değil. Ama öyle bir günde, Amerika bizi
asabilir.” Nitekim Kaddafi’nin geleceğe ışık tutan tespitleri 2010’da başlayan
Arap baharı ile gerçek oldu. Arap Baharı, İsrail’in önündeki son engelleri da
ortadan kaldırdı. Bugün 98 milyon nüfusu olan Mısır’ı, diktatör Sisi yönetiyor.
BAE’de Osmanlı düşmanı Abdullah bin Zayed tarafından idare ediliyor, Suudi
Arabistan Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın himayesi altında. Devamı nasipse haftayacuma Diriliş Postası’nda…Sabri İşbilenAnaliz
sabri@dirilispostasi.com